Monday, September 19, 2011

Bilinçli Tüketici Nasıl Olunmaz Testleri -- Tüketici.gov.tr

Tam bir devlet kurumuna yaraşır seviyede verimsiz Tüketici.gov.tr sitesine rastladım.

Dikkat ederseniz üşenilmemiş ve bilinçli tüketim hakkında bir bölüm de hazırlanmış. Hatta bilinçli tüketiciliğinizin seviyesini ölçmeniz için testler bile sunulmuş. Bu abuk testlere şuradan ulaşabilirsiniz: abuk testler 1-8

Ben de bu testlere "bilinçli tüketici nasıl olunmaz testleri" demeyi uygun gördüm. Yine herhangi bir devlet kurumunda oldugu gibi alakasız, pratikte ve günlük yaşamda insanların işine kesinlikle yaramayan ama ezber bilgiler üzerine hazırlanmış, ortalama insanın anlamayacağı yasal terminoloji içeren testler.


Sorulardan bazıları şöyle:

Satın alınan herhangi bir mal veya hizmetin ayıplı olduğu fark edildiğinde (açık ayıp), söz konusu malın teslim alındığı veya hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren kaç gün içinde satıcı veya sağlayıcıya başvurmak gerekir?

Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin kararlarının bağlayıcı olacağına ilişkin üst veya Tüketici Mahkemelerinde delil olacağına ilişkin alt parasal sınır, 2010 yılı için ne kadardır?

Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda; satılan malın veya hizmetin hiç ya da zamanında teslim veya ifa edilmemesi halinda aşağıdakilerden hangisinin tüketiciye karşı sorumluluğu vardır?

Mesela ikinci sorunun cevabını nedense kuruşuna kadar bilmek önemli görülmüş. Son soruyu ise hala tam olarak anlayıp anlamadığımdan emin değilim. Oldu ki anladım, benim günlük tüketimimde bana faydası ne? Ayrıca "açık ayıp" ne demek? Anneanneme sorsam kesinlikle "memelerini açmak ayıptır evladım" filan gibi bir anlam çıkarır.

Neyse, bilinçli tüketici olmanın yolu tüketici yasalarının içini dışını bilmekten geçmez, hatırlamakta fayda var.

Ancak yine de bir göz atın, belki işinize yarayacak bir şeyler bulabilir, bilgisayar karşısında sizi eğlendirecek birkaç şeyle karşılaşabilirsiniz.

-- E.


Not: Bize duyarlituketici@gmail.com adresinden ya da Twitter’da @duyarlituketici kullanıcısından ulaşabiliriniz.

Sunday, August 21, 2011

Bilinçli Ayakkabı

En son yazdığım yazıdan sonra deri ürünler ya da yapay derinin kullanılmasının mı daha bilinçli bir tüketim olacağı hakkında sorular geldi. Bunun kesin bir cevabı yok, sizin kişisel tercihinize bağlı. Zaten bu blogu yazarken, bu doğrudur, şu yanlıştır, diyerek sizin tüketim alışkanlıklarınızı eleştirmekten ziyade sizi bilgilendirmeyi ve tükettiğiniz şeyler hakkında düşümenizi sağlamayı amaçlıyorum.

Ben dayanıksız bulduğum yapay deriden yapılan ürünlerin kullanım sürelerinin kısa olması dolayısıyla onların yerine gerçek deriyi tercih ediyorum. Kullananlarınız biliyordur, çoğu yapay deriden yapılmış ayakkabılar, çantalar bir sezon kullanılmadan bile çatlamaya, yırtılmaya ve dolayısıyla kullanılmaz hale gelmeye başlıyorlar. Kullanım ömrü bu kadar kısıtlı ürünleri giymeyi israflı buluyorum. Ayrıca yapay deri ürünler organik malzemelerden yapılmamışsa doğaya geri dönüşümleri, özellikle poliyester alternatiflerinin, çok zor ve bu da benim önem verdiğim konulardan birisi. Onun dışında gerçek deri alırken dikkat ettiğim şeyler tabii ki var, sonuçta her şeyi deri diye almıyorum. Egzotik hayvanlardan gelen ürünlerden uzak duruyorum ve mümkünse inek derisi almaya çalışıyorum. Ayrıca bilgisini edinebilirsem endüstriyel boyalarla ya da kimyasallarla hazırlanmamış deri ürünlerini tercih etmeye çalışıyorum.

Bunun aksine, hayvan haklarıyla ilgileniyorsanız, vejetaryenseniz, hayvanlara zarar gelmesin ve insanların tüketimi için öldürülmesinler istiyorsanız gerçek deri kullanmak istemeyebilirsiniz. Mesela Natalie Portman vegan olduğu için ve hayvan hakları konusunda çok hassas olduğu için geçenlerde kesinlikle deri ayakkabı giymediğini, özellikle, naylon, poliyester gibi yapay deri ürünleri tercih ettiğini açıkladı. Hatta Te Casan isimli marka için vegan yani hiçbir şekilde hayvanların ölüsünden de dirisinden de gelmeyen maddelerle üretilmiş lüks zevke hitap eden ayakkabılar tasarladı. Lüks diyorum çünkü poz verdiği şu kendi tasarladığı aşağıdaki ayakkabının fiyatı yaklaşık $300. Ama rugan deri gibi göründüğü için bu ayakkabının yapay deri olduğunu bilemeyebilirdiniz.


Ayakkabı alırken içerisindeki malzemeyi öğrenmek için iç duvarlarına, ayakkabının numarasının da yazıldığı bölgede yazılan yazılara bakın. Burada genelde "üstü deri, tabanı poliyester," vs. gibi bilgileri bulabilirsiniz.

Ayrıca ayakkabının kutusunun dışında ya da ayakkabının içerisine veya altına yapıştırılan üretim etiketlerinin üzerindeki işaretlerı yorumlamayı bilirseniz ayakkabının hangi malzemeden yapıldığını kestirebilirsiniz. Bu işaretler genelde şöyle:

AYAKKABININ KISIMLARINI GÖSTEREN ETİKETLER

Ayakkabının dışı, üstü: 


Ayakkabının içi: 



 Ayakkabının tabanı:

MALZEMEYİ GÖSTEREN ETİKETLER

Deri:


Kaplanmış Deri (deri hazırlanırken dış görünüşünü değiştirmek için, süsleme amacıyla başka maddelerle kaplandığı zaman kullanılıyor bu işaret):


Kumaş:


Diğer Malzemeler (poliyester, naylon, bitki, vs.):



Şimdi işaretlerin ne anlama geldiğini öğrendiğiniz için şu etiketi yorumlayabilirsiniz:


Yani bu ayakkabının dışı deriden, içi kumaştan ve tabanı da suni madde olması olası, deri ya da kumaş olmayan bir üründen yapılmış.

Keyifli, bilinçli alışverişler!

-- E.

Not: Bize duyarlituketici@gmail.com adresinden ya da Twitter’da @duyarlituketici kullanıcısından ulaşabiliriniz.

Monday, August 15, 2011

Bilinçli Tüketici Nasıl Olunur

Tüketirken bilinçli olmanın birçok yolu var, ama özetle bilinçli tüketimin temelini alınan ürünün nereden geldiğini, nasıl üretildiğini ve içerisinde neler bulunduğunu bilmek olarak özetleyebiliriz.

Örneğin ben herhangi bir giyim ürünü almadan önce her zaman içerisindeki etikete bakarım. Bu etikette aldığım ürünün nerede üretildiği, ne tür maddeler içerdiği hakkında bilgiler bulunmaktadır. Mesela kesinlikle yapay deri-poliyester gibi deri alternatifi içeren kıyafetler almamaya çalışıyorum. Bunun sebebi de yapay deri gibi deri alternatifi ağırlıklı ürünlerin doğaya geri dönüşümünün zor olması ve yeteri kadar dayanıklı olmamasıdır. Bazı yapay deri ayakkabılar ya da çantalar, kullananlarınız biliyordur, bir sezon bile giyilmeden çatlamaya, yırtılmaya başlıyorlar ve kullanılmaz hale geliyorlar. Bir başka deyişle kullanım hayatları kısıtlı. Yapay deri-poliyester yerine deri ürünleri ise her ne kadar biraz daha pahalı olsalar da en azından uzun süre dayanıklı oldukları ve bir nevi daha doğal oldukları için tercih ediyorum.

Deri tercihim hususunda hayvan hakları konusunda duyarlı olan insanlar beni eleştirebilirler ve haklılar da. Benim tercihlerimin aksine, bazı arkadaşlarım hayvanlara zarar vermemek için kesinlikle hayvanlardan gelen, deri ya da kürk gibi maddeleri içeren ürünleri almıyorlar, bilakis poliyester-yapay deri gibi deri alternatiflerini içeren ürünleri tercih ediyorlar. Benimle hemfikir olmasalar da onların da kendilerine göre gayet geçerli sebepleri var.

Ancak burada vurgulamak istediğim asıl şey, benim ya da arkadaşlarımın tüketim tavırlarından bahsetmek ve neyin doğru olduğunun altını çizmekten ziyade, bir şey almadan önce onun hakkında bilinçli olmanın gerekliliği. İster yapay ister gerçek deri tüketin, ancak hangisini neden tükettiğiniz hakkında bir sebebiniz ve fikriniz olsun. Tüketim kararınızı verirken, neden bir şeyi tüketimeyi seçtiğiniz hakkında billgili olun. Bunun da birçok yolu var. Endüstriyelleşmiş toplumlarımızda bunun en basit yolu aldığınız şeylerin üzerinde bulunan etiketleri okumak. Markette bulunan her yiyeceğin yasalar gereğince üzerinde içerisinde bulunan maddeleri ve nerede üretildiğini listeleyen bir etiketi olmak zorunda. Kıyafetlerin de genelde iç sol kısmında bu etiketleri bulabilirsiniz. Bu etiketleri biraz zaman ayırıp bir şey almadan önce okuyunuz. Bunun dışında alışveriş yaptığınızın yerlerin sahipleri ya da çalışanlarına aldığınız ürünler hakkında soru sormak konusunda girişken ve cesaretli olunuz.

Türkiye için belki şu aşamada biraz garip kaçabilir ama örneğin kuruyemişçiden kuru incir almadan önce dükkan sahibine kuru incirin nereden geldiğini, kimlerden alındığını (kooperatif mi, fabrika mı, incir bahçesi sahibinin kendisinden mi), incir üretiminde böcek ilaçlaması yapılıp yapılmadığını, incir kurutulurken içerisine (yapay) şeker katılıp katılmadığını sorabilme cesaretiniz olmalı. Hatta bu tip soruların cevabını önemsemeli, alışverişinizi ona göre yapmalı, mümkünse dükkan sahiplerine sizin hassas olduğunuz konularda duyarlılık gösteren üreticilerin ürünlerini bulundurmalarını salık vermelisiniz.

Gittiğiniz kuaförde çalışanların maaşları nasıl, sağlık sigortaları ödeniyor mu, bunu orada çalışanlara sorabilir, kuaförünüze bu hususta baskı uygulayabilirsiniz. Bambi'den kaşarlı dürüm alırken et nereden geliyor, etin geldiği inek hangi şartlarda yetiştiriliyor (açık alanda otlanarak yani merada mı, yoksa ahırda kapalı bir şekilde kuru ya da yapay yem ile beslenerek mi), acı vermeyen bir şekilde mi kesilmiş, büyük ve fabrike şirketler mi yoksa küçük çaplı yetiştiriciler tarafından mi yetiştirilmiş sorabiliriniz.

Aslında duyarlı ve bilinçli bir tüketici olmak bu kadar da basit. Fakat birçok tanıdığım bu hususta “sanki bir tek benim tavrımın bir önemi mi var?!” deyip, benim bu dediklerime burun kıvırıp, beni idealist olmakla suçluyorlar. Yine de başkaları duyarlı davranmıyor diye sizin de duyarsız olmanız gerekmiyor. Hatta sırf bu yüzden alışveriş yaparken duyarlı olduğunuz konularda daha da inatçı olmalısınız.

İlkokul öğretmeni olsam size ödev olarak bu hafta yaptığınız alışverişler konusunda bilgi edinmenizi, aldığınız dometesin üretildiği yeri, içtiğiniz kahvenin kökenini, vs. mümkün olduğunca öğrenme görevi verirdim. Yine de kişisel olarak bunu kendinize amaç edinebilirsiniz. :)

Bu bloga işten vakit bulduğum sürece yazmaya çalışıyorum. Amacım ilerleyen yazılarımda bilinçli tüketim konusundan bahsetmeye devam etmekle beraber Türkeye’deki duyarlı üreticiler hakkında sizi bilgilendirebilmek. Ancak takdir edersiniz ki bu zaman alıyor. O yüzden sizden sabırlı olmanızı rica ediyorum.

-- E.

Not: Bize duyarlituketici@gmail.com adresinden ya da Twitter’da @duyarlituketici kullanıcısından ulaşabiliriniz.

Thursday, August 4, 2011

Bilinçli Tüketici

Bilinçli Tüketici blogu adından da anlaşılacağı üzere tüketicileri bilinçlendirmek için kurulmuş bir blogtur.


Ey Tüketici, belki sen çevreye zarar vermiyor, hayvanlara işkence etmiyor, çocuk işçi çalıştırmıyor, insanları sömürmüyor veya haksız kazanç elde etmiyorsun. Ancak para vererek varlığını onayladığın ve desteklediğin yani alışveriş yaptığın şirketler bu haksızlıklardan herhangi birisini yapıyor olabilir. Bu hususta onlara tepki göstermeyerek ama onlardan alışverişini sürdürerek haksızlığın sen de bir parçası oluyorsun.


Unutma, özellikle de olabildiğine kapitalistleşmiş toplumumuzda, bir tüketici olarak ekonominin temeli sensin. Tepkini belli edersen şirketlerin davranışlarını değiştirmesine ve senin duyarlı olduğun konularda onların da duyarlı davranmalarına yardımcı olabilirsin.


Bu blogun amacı da bu. Hem şirketlerin haksızlıkları hakkında tüketiciyi bilinçlendirmek hem de bu şirketlere sesini duyurarak onlardan daha duyarlı olmalarını etkili bir şekilde talep edebilmek. Aynı zamanda senin gibi duyarlı olan şirketlerden bahsedip, hem senin bilinçli bir şekilde alışveriş yapabilmeni sağlamak, hem de bu şirketleri duyarlılıklarından dolayı ödüllendirebilmek.


Lütfen bilgilerinizi bizimle paylaşınız. Biz de okumak ve öğrenmek isteyen herkesle paylaşalım. Bize duyarlituketici@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.